Oku-Yorum

Adı Aylin Romanı Üzerine

Adı Aylin kimin eseri kitapseverler tarafından çok iyi bilinir. Bilmeyenler için hemen aktaralım. Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan Adı Aylin konusunu Aylin adındaki genç bir kadının hayat hikâyesinden alır. İlk gençlik yıllarında çok zayıf görüntüsü ile pek ilgi görmese de zaman içerisinde oldukça güzelleşen Aylin, ailesiyle birlikte yaşayan, kendine özgü hayalleri ve hedefleri olan biridir. Ancak, bu genç kadın ailesinin beklentilerini karşılamak  ve toplumsal baskılarla mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Adı Aylin Kimdir?

Aylin’in hayatındaki dönüm noktası aşk ile tanışması ile olur. Aşk onun hayatında çok şeyi değiştirir ve hayata farklı bir açı ile bakmasını sağlar. Bununla birlikte içinde bulunduğu aşkın zorlukları ile de başa çıkmak durumundadır.

Paris’te Esma teyzesi ile görüştüğü bir gün, Aylin bir Arap prensi ile tanışır ve bu tanışıklığın ardından gösterişli bir hayatın içine girerek prenses olur. Fakat bu evlilikte eksik olan bir şeyler vardır ve bu macera uzun sürmeden sona erer.

Ayrılık sonrası tıp okumak için ablası Nilüfer ile Cenevre’ye giden Aylin, bir üniversiteye kaydını yaptırır. Görkemli evlilik hayatının ardından sıradan bir hayatın içinde sade bir öğrenci olan Aylin’in tek amacı tıp fakültesini bitirebilmektir.

Bu sırada Jean Pierre ile tanışarak ikinci evliliğini yapar. Bu adam ona fizik ve kimya derslerinde destek olmakla kalmamış, Aylin’in iç dünyasının zenginleşmesine de katkı sağlamıştır. Jean Pierre evli olduğu süre boyunca Aylin, gerçek zenginliğin aslında insanın İÇ dünyasında olduğu kanısına varmıştır. Okulları bitince Jean Pierre bir nükleer araştırma merkezinden teklif alır ve evliliklerinde yol ayrımı ortaya çıkar. Geriye dönüp baktıklarında birlik ve dayanışma içerisinde dolu dolu geçirdikleri altı yıl onlar için önemli bir hazinedir.

Adı Aylin Biyografik Roman

Jean Pierre evliliğinin ardından mesleğine dört elle sarılan Aylin, New Rachel’de kendisi gibi doktor olan Afganistanlı Azim ile tanışır. Dahası Azim’in karısı çocukluk arkadaşı olan Zeynep’tir. Bu duruma oldukça memnun olan Aylin, Azim ve onun karısı Zeynep ile gittiği Afganistan seyahatinde Birleşmiş Milletlerin Afgan esiri Paswak ile tanışır. Paswak evlidir nacak Aylin ile aralarında duygusal bir bağ oluşmuştur. Tüm zamanlarını birlikte geçiren bu ikili, birbirlerine deli gibi bağlanmıştır. Ancak bu aşkta her şey pembe değildir. Paswak evlidir, dahası Hindistan’a görevlendirilmiştir. Aylin yaşadığı çatışmalar ve gelgitlerin ardından mesleği mi aşkı mı sorusunun cevabını vicdanı olarak vermiş ve çalıştığı hastanenin psikiyatri bölümü şefliğindeki görevine devam etmiştir.

Bir süre sonra arkadaşı Azim’in aracılığı ile meslektaşı Michel Ramodisli ile tanışır. Duygusal bir bağ olmasa da evliliğe giden bu ilişkide bir süre sonra çocuk isteği oluşur.  Ancak bir türlü mutlu sona ulaşamazlar. 6 düşüğün ardından çocuk isteğini de bastıran Aylin ile kocası sürekli beraberdirler. İş yerinde bile birlikte olmalarının da etkisi ile gün geçtikçe birbirlerinden kopmaya başlarlar. Öyle ki Aylin, haftanın belli günleri başka insanlarla takılmanın, ilişkilerine olumlu etki yapacağı fikrini kocasına açtığında işin boşanma ile sonuçlanacağı düşüncesinden çok uzaktır.

Nitekim bu iş düşündüğü gibi olmaz ve Aylin bir yurt dışı seyahatindeyken kocası onu Barbara adlı bir kadın ile aldatır. Bu olay ile zaten sendeleyen evlilikleri tamamen kopar. Evliliğinin bitmesinde kendisini suçlayan Aylin kısa süre içerisinde kendini toparlayarak işine yönelir. Mesleğinde ilerlerse iyi olacağını, kendisini tatmin edeceğini düşünüyordur. Bir süre sonra Oklahoma’ya Körfez Savaşı’nda yaralanan askerleri tedavi etmek için gider.

Aylin artık ordu personelidir. İlk üniformasını 1992’de giyer. Ordudaki görevine devam ederken bir taraftan da hastalarına çare arayan Aylin’e yeni bir hasta gelir. Bu hasta Körfez Savaş’ından sonra sivil hayatına uyum sağlayamayan eski bir askerdir. Körfez Savaş’ında masum binlerce sivil de zarar görmüştür. Aylin bu hasta üzerinde çalışırken bir bilgiye ulaşır. Amerikan ordusunun askerleri cesaretlendirmesi için verdiği ilaçların yan etkilerinden dolayı hastanın bu duruma geldiğini askeri yetkililere bildirir. Bu durumdan askeri yetkililer haberdardır ve Aylin’i bu olayı kapatması gerektiği konusunda uyarırlar. Bu durum karşısında sessiz kalamayan, yaşananlara sünger çekemeyen Aylin albay rütbesindeyken ordudan ayrılır.

Ordudan ayrıldıktan kısa bir süre sonra evine temizliğe gelen kadın tarafından bahçesinde arabasının altında ölü bulunan Aylin’in ölümündeki sır perdesi de aralanmadan kapatılır. Tıpkı askeriyedeki ilaç olayı gibi bu ölüm olayının üstünün kapatılmasının sebebi ise Aylin’in yaşadığı mahallede saygın kişilerin, ünlü ve zengin kimselerin olturması, bu durumda mahallenin adının kirlenmemesi gerektiği düşüncesidir. Dahası kapatılan dosyada teşhis ise “Freak Accident” Garip bir kaza olarak kayıt altına alınmıştır.

Adı Aylin Kitap Yorumu

“…Katafalkın üstünde dört bir yanı rengarenk çiçeklerle donanmış tabutta yatan kişi, bir askerden çok, oraya bir film çekimi için öylece uzanıvermiş bir Hollywood yıldızını andırıyordu. Bu albay üniformalı Amerikan subayı bir Türk kadınıydı.” Bu cümle Aylin’in cenazesini en iyi şekilde resmeden ifadelerden biridir.

Adı Aylin türü bakımından biyografik romandır. Aylin’in yaşadığı içsel çatışmaları, aşkı, aile ilişkilerini ve toplumsal beklentilerle olan mücadelesini ele alır. Aylin’in kendi kimliğini bulma süreci, okuyucuya hayatın karmaşıklığını ve insanın içsel yolculuğunu anlatır. Aylin’in yaşadığı deneyimler, okuyucuya hayatın karmaşıklığını ve insanın içsel yolculuğunu anlatırken, aynı zamanda Türkiye’nin sosyal ve kültürel dokusuna da ışık tutar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu