Oku-Yorum

Oğuz Atay Unutulması Mümkün Olmayan Yazar

Sizin de kitaplarını okurken zekâsına hayran kaldığınız yazarlar var mı? Oğuz Atay, benim için yukarıda tarif ettiğim yazarların başında geliyor. Pek çoğumuz Tutunamayanlar romanı ile tanırız ancak Oğuz Atay’ı sadece Tutunamayanlar kitabına sığdırmak büyük bir haksızlık olur.

Son günlerde sosyal medyanın gücü ile her platformda bu büyük üstadın sözlerine rast gelmemiz mümkün. Oğuz Atay sözleri ile birbirine sosyal mesaj vermek isteyen ve bu sözleri duygularına tercüman eden birçok insan var. Bazısı paylaşımlarında öylesine kullanırken bu sözleri, kimisi sözlerdeki anlam derinliğini keşfederek Oğuz Atay’ı daha yakından tanımak istiyor. Tanıdıkça çok seviyor, daha fazla Oğuz Atay kitapları okumak istiyor ve benim gibi zekâsına, kaleminin gücüne hayran kalıyor.

Oğuz Atay Kimdir?

Bu kadar güzel cümleler kaleme alabilen, bu kadar güçlü hikâyeler kurgulayabilen bir insanın ister istemez edebiyat alanında bir eğitim aldığını düşünüyor insanların birçoğu. Oysa örneklerine pek çok yazarda da rast geldiğimiz gibi Oğuz Atay da edebiyat eğitimi almayan ancak yazma becerisi doğuştan gelen ustalardan. Bu büyük yazarın asıl mesleği inşaat mühendisliği. Hikâyelerindeki analitik kurguların kaynağı belki de mühendislik zekâsından geliyor.

Yaşarken değeri pek anlaşılmasa da Türk edebiyatının en güçlü kalemlerinden olan Oğuz Atay’ın modernist edebiyata sunduğu katkılar oldukça değerli. Üzerine yapılan yüzlerce bilimsel araştırma da gösteriyor ki Türk edebiyatından gelip geçen yazarlar arasından en önemlilerinden birisi de Oğuz Atay.

Oğuz Atay Kitapları

İlk kitabı olan Tutunamayanlar’ın ardından peş peşe Tehlikeli Oyunlar ve Bir Bilim Adamının Romanı kitaplarını yayımlayan Oğuz Atay, 1975’te Korkuyu Beklerken adlı hikâye kitabıyla adından söz ettiriyor.

Günümüz insanının yaşadığı en büyük sorunların başında gelen yabancılaşma temasını daha o yıllarda okuyucuya sunması, Korkuyu Beklerken’in bu kadar büyük bir başarı elde etmesini sağlıyor. Bu başarısının perde arkasında insanın iç çalkantılarını en ince noktalarına kadar anlayışı ve insanı insana anlatışını Türk insanının çok sevmesi yer alıyor.

Bir Ruh Çözümlemesi: Korkuyu Beklerken

İnsanlar Korkuyu Beklerken’de neyi gördü de bu kadar benimsedi?” sorusu edebiyata ilgili pek çoğumuzun merak ettiği konulardan bir tanesi. Bu sorunun cevabını şu şekilde vermemiz mümkün: İnsanlar Korkuyu Beklerken’in içerisindeki hikâyelerde kendilerinden bir şeyler buldu. Bireyin ruhi gelişimi, iç çatışmaları, ruhsal değerlendirmeleri ve kendisiyle olan hesaplaşmalarını yabancılaşma teması altında bu kitaptaki hikâyelerde net bir şekilde gözlemlemek hepimizi kendimizi anlamaya sevk etti.

Korkuyu Beklerken’de yer alan kahramanlar; ürkek, yaşamla ölüm arasında sıkışan bireylerdir. Sıkıştıkları yaşamlar içinde hareket edemeyen bu insanlar, çözümü kendi dünyalarına çekilerek tepkisiz ve kayıtsız bir yaşam sürdürmekte ararlar. Yazar; aslında bu öykülerde tanıttığı, anlattığı, yaşamlarını gözler önüne serdiği kahramanlar ile bize, bizi anlatır.

“Korkuyu Beklerken”deki Hikâyeler

Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” adlı hikâye kitabı birbirinden bağımsız sekiz öyküden oluşur. Her bir hikâyede farklı modernizm unsurlarına yer veren yazarın özellikle bireyin yabancılaşması, kayıtsızlığı ve çatışmaları üzerinde durduğu noktalarda okuyucunun arkasına yaslanarak bir süre hayatını sorguladığı muhtemeldir.

İnsanoğlunun iç dünyasındaki çalkantılarını çarpıcı bir şekilde okuyucuya sunan eserde, okuyucunun çoğu satırda kendini bulduğu yerlerin bir hayli fazla olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. İnsanın kendine bile itiraf etmekte zorlandığı durumları, Oğuz Atay farklı anlatım teknikleri içerisinde öğüterek öylesine büyüleyici bir şekilde okuyucuya sunmuştur ki kimi hikâyesinde kent yaşamında sıkışan insanın yalnızlığına değinirken kimi zaman da geçmişiyle, ailesiyle ya da çevresiyle hesaplaşmakta zorlanan insanların sesi olmuştur.

Oğuz Atay’da Yalnızlık ve Yabancılaşma

Bireyin yaşamındaki yalnızlık ve yabancılaşma duygusunun ifade edilişindeki naifliği, dili kullanmaktaki ustalığı ile birleştirerek bireyin hayatı sorgulamasına farklı bir bakış açısı getiren yazar, Korkuyu Beklerken adlı hikâyesi ile Türk modernizmine önemli katkılar sağladı.

Yazarın Korkuyu Beklerken hikâyesinde yer alan bireylerin sergiledikleri normal ötesi davranışlar ile bu davranışların altında yatan nedenlerin, yabancılaşma ve yalnızlık temaları ile hangi oranda ve hangi bağlamda örtüştüğü edebiyata ilgisi olanlar ve Atay kitaplarını severek okuyanlar tarafından üzerine düşünülen konular olarak araştırmalara konu oldu.

İnsanoğlunun asırlardır çözümleyemediği ve nereye koyacağını tespit etmekte zorlandığı temel sorunlarından biri olan ve bilhassa yakın tarihte insanları oldukça derinden etkilemeye başlayan  “yabancılaşma” kavramı ile özdeşleşen Oğuz Atay modernizm çizgisinde bu kavramı en doğru anlatan yazarlardan biridir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu