Kültür

Unutulan Hikâyesi İncelemesi

“Unutulan” Oğuz Atay’ın Korkuyu Beklerken adlı hikâye kitabının ikinci öyküsüdür. Unutulan hikâyesi konusunu; eski kitaplara bakma bahanesi ile evinin tavan arasına çıkan bir kadının yaşadıkları oluşturur.

Unutulan Hikâyesi Özet

İkinci eşi ile yaşadığı bu evin tavanına elinde bir fenerle çıkan kadının tavan arasının kalabalığı içerisinde gözüne bir torba takılır ve bu torbayı incelemeye başlar. Bu torbanın içinden ilk tuvaletini, uzun yıllardır dokunulmamış ve çürümeye başlamış olan bir çift ayakkabısını çıkarır. Ayakkabının birini ayağına giyerek üstünde zor durduğu bu ayakkabı ile topallayarak karşısındaki fotoğrafların yanına gider. Pejmürde bir hâli ve düşüncelere dalmış bir insan hüznü ile yaklaşır bu fotoğraflara. Fotoğraflar arasında annesi ve babasının fotoğraflarını görür ve geçmişe doğru hızlıca bir yolculuğa çıkar zihni. Ebeveynlerinin birbirileri arasındaki sıkıntıları canlanır gözünün önünde. Aynı zamanda kendisini de hiçbir zaman anlamadıkları gerçeği ile bir kez daha burun buruna gelir. Burada kadının yaşadığı ikilem okuyucuya etkileyici bir şekilde sunulmuştur. Hem anne babasının kendisi ile ilişkisinde olan anlayışsız tutumlarını hem de onları asla unutmadığını dile getirir. Ayrıca bu fotoğrafları yan yana getirmemesi gerektiği de geçer zihninden. Çünkü anne ve babası yaşamları boyunca yan yana gelmekten hoşnut yaşamamışlardır ki şimdi fotoğrafları bir arada olsun diye düşünür.

Ardından eski fotoğrafların arasında eski kocasının resmi çıkagelir. Bir süre dalgın bakar bu fotoğrafa. Sonra birden kitap sandığını hatırlar ve sandığın olduğu yer diye düşündüğü tarafa doğru yaklaşmaya başlar. Ancak ilerledikçe sandığının yerinde değişik silüet, değişik karaltılar olduğunu fark eder. Çekingen adımlarla ilerlemesine devam eden kadın, bu karaltının eski kocası olduğunu görür ya da zihninde bunu bu şekilde anlamlandırır. Eski kocası olduğunu ifade ettiği adamın elinde bir tabanca olduğunu fark eder ve onu öldürdüğünü düşünür. Sonra zihninde bir hareketlenme olur ve hatırlamaya başlar. Geçmişte aralarında yaşanan büyük kavgaları ve tartışmaları anımsar. Yine şiddetli bir kavga sonrası evi terk ettiğini, eski kocasının da bu tartışma sonrası tavan arasına çıktığını düşünür. Hayat gailesine dalıp eski kocasını bu tavan arasında unuttuğunu hatırlayarak bu fikre kendini inandırmaya çalışır. Ölmüş olan eski kocasına onu hiç unutmadığını anlatmaya, onu buna inandırmaya çaba sarf eder. Sıkışıp kaldığı, kendisine bir çıkış yolu bulamadığı bu zihin aldatmacası içinde elindeki fenerle kocasının ölü bedenini incelemeye koyulur. Beyninden aldığı kurşun yarasından kendilerine yol açan hamam böceklerinin eski kocasının beynini yediklerini görür. Hayal ile gerçeğin, yaşanmışlıklar ile yaşanmışlıkları yanlış yorumlamalar arasındaki gelgitlerden aşağıdan kocasının sorduğu soru ile kurtulur ve bu soru onu gerçek dünyasına geri döndürür.

Oğuz Atay; Unutulan hikâyesinde modern insanın yoğun çalışma temposu içinde modern olma yolunda yol alırken birçok insani değerden nasıl uzaklaştığını okuyucuya hissettirmeyi amaçlamıştır. Sevgi yoksunu çağdaş insanın trajedisi net bir şekilde ince nüanslarla okuyucuya sunulmuştur. Unutulan hikâyesini; bir zamanlar, belki de deliler gibi sevdiği bir insanı tıpkı işe yaramayan, zamanı geçmiş eski eşyalar gibi tavan arasına fırlatan insanın duygu yoksunu hikâyesi olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır.

Başa dön tuşu