Oku-Yorum

Tahta At Hikâyesi Üzerine

Modernist hikâyenin en önemli temsilcilerinden olan Oğuz Atay’ın Korkuyu Beklerken adlı hikâye kitabındaki öykülerden biri olan Tahta At modernist hikâyenin tüm unsurlarının kullanıldığını ve modern öykücülüğün en iyi temsil edildiği önemli bir öyküdür.

Oğuz Atay ve Modernist Hikâye

Oğuz Atay, 1975’te yayımladığı Korkuyu Beklerken adlı hikâye kitabıyla günümüz insanının yaşadığı en büyük sorunların başında gelen yabancılaşma temasını okuyucuya sunmuştur. Bireyin ruhsal gelişimi, iç çatışmaları, ruhsal değerlendirmeleri ve kendisiyle olan hesaplaşmalarını yabancılaşma teması altında bu kitaptaki hikâyelerde net bir şekilde gözlemlemek mümkündür.

Bireyin yaşamındaki yalnızlık ve yabancılaşma duygusunun ifade edilişindeki naifliği, dili kullanmaktaki ustalığı ile birleştirerek bireyin hayatı sorgulamasına farklı bir bakış açısı getiren Oğuz Atay, Korkuyu Beklerken adlı hikâyesi ile Türk modernizmine önemli katkılar sağlamıştır. Korkuyu Beklerken, her biri ayrı güzellikte toplam 8 öyküden oluşmaktadır.

  • Beyaz Mantolu Adam
  • Unutulan
  • Korkuyu Beklerken
  • Bir Mektup
  • Ne Evet, Ne Hayır
  • Tahta At
  • Babama Mektup
  • Demiryolu Hikâyecileri – Bir Rüya                                                                                                                   

Tahta At Özet           

Hikâyede turistler tarafından sıkça ziyaret edilen bir tatil kasabasında yapılmak istenen tahta at konusunda yaşanan tartışmalar anlatılmaktadır.  Tahta atın yapımında gerekli paranın temini için bir bağış gecesi düzenlenir ve hikâyenin kahramanı Tuğrul Bey, bu gecede olay çıkartır. Zaten hikâye de bu yaşananlar etrafında şekillenir.  Atın yapımı bu gerginlikten doğan olumsuz atmosfer altında tamamlanır ve sıra açılış törenine gelir. Tuğrul Bey, bağış gecesindeki tavırlarını tören esnasında da sürdürmeye devam eder. Elindeki av tüfeğini, tahta atın yapımından sorumlu olanlara doğrultur. Tüm kasabalı, bu tahta atın yapımının kasabanın turist sayısında artış sağlayacağını düşünerek desteklerken Tuğrul Bey atın yapılmasına karşıdır. Kahramanın bu tavrı düzene karşı direniş olarak tanımlanabilir.

Aslında kahraman at unsuru üzerinden Batı’ya ve Batı kültürüne karşı mücadele içindedir. Atın batı modeli olduğunu düşünmektedir ve bu atın yapımının kültürümüzde onulmaz yaralar oluşturacağına inanmaktadır. Yazar bu durumu mizahi bir anlatımla okuyucuya etkileyici bir şekilde sunmuştur. Tuğrul Bey’in kasaba halkı ile yaşadığı çatışmaları birey-toplum çatışması olarak görmek yanlış olmayacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu