Oku-Yorum

Babama Mektup Hikâyesi Üzerine

Oğuz Atay’ın büyük beğeni toplayan hikâye kitabı olan Korkuyu Beklerken’in içinde yer alan Babama Mektup’ta modernist ögeler ağır basar. Modernizm denince ilk akla gelen sanatçılardan olan yazar modernist ögeler ile insanın kendisine olan yabancılaşmasını, toplumdan nasıl soyutlanarak kendi iç dünyasını çekildiğini okuyucusuna tüm çıplaklığı ile yansıtır.

Edebiyatımızda Baba Figürü

Roman ve hikâye türünün edebiyatımıza girdiği ilk yıllardan beri üzerine pek çok eser kaleme alınmış olan baba figürü, Oğuz Atay’ın bu hikâyesinde yaşarken yapılamayanların, söylenememiş sözlerin bir hesaplaşması olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazar bu öyküde dile getirdiği duygularında son derece samimi, yapmacıklıktan olabildiğince uzak bir üslup kullanmıştır. Şüphesiz ki Oğuz Atay’ın okuyucusunu bu kadar sarıp sarmalamasının ardındaki bu yapmacıklıktan uzak dil özelliği bulunmaktadır. Otoritenin simgesi olan baba figürüne ile hesaplaşmanın en iyi örneklerinden olan bu öyküde sanatçı deyim yerinde ise yazarlığını konuşturmuştur.

Babama Mektup Özet

Korkuyu Beklerken’deki yedinci hikâye olan  “Babama Mektup” mektup tarzında yazılmış bir öyküdür. Hikâye bir adamın babasına yazdığı bir mektuptan oluşur. Öykü babasını iki yıl önce kaybeden yazarın, babasına karşı olan hislerinin bir aktarımı olarak değerlendirilebilir. Aslında bu mektup tarzındaki hikâyeyi yazar ile babası arasında bir hesaplaşma, yazarın iç döküşü olarak da görmek mümkündür.

Mektup boyunca babası ile ilişkisini sorgulayan yazar, babasında yanlış gördüğü davranışların aynılarını kendisinin de yaşamakta olduğunu ve git gide babasına çok benzemeye başladığını açık bir şekilde dile getirir.

Hikâyenin kahramanı mektup boyunca iç monolog şeklinde babasına dair bildiklerini, hatırladıklarını, ilişkilerini ortaya koyan satırlara yer verir. Babasının sevdiği şeyleri, ısrarla uzak durduğu konuları, kişisel ve fiziksel özelliklerini mektubunda anlatırken babasına çok benzemeye başladığını da açık bir şekilde ortaya koyar.

Hikâyede bastırılmış duyguların insan yaşamında neden olduğu çalkantılar etkileyici bir şekilde sunulmuştur. Kahraman şimdiye kadar kendisine bile itiraf edemediği duyguları ile bu mektup aracılığı ile yüzleşir. Zamanında ifade edilemeyen duyguların yarattığı sorunları ve bu sorunların sonuçlarını okuyucuya net bir şekilde aktarılır. Aslında kendisiyle bir iç hesaplaşma yaşar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu